.....kardeşimin hikayesi....
Çok uzun zaman oldu bir şeyler yazıp paylaşmayalı. Tabi bu süre zarfında bolca kitap okuma fırsatım oldu.Gerek yeni çıkanlar, gerekse bir dönem en çok satan kitaplar olmak üzere... Ciddi kabarık bir listem oluştu şuanda... Hepsi yazılmayı bekliyor... Bir aksilik olmazsa hepsini kısa bir süre içinde paylaşmayı düşünüyorum...
Zülfü Livaneli'nin daha önce Mutluluk ve Serenad kitaplarını okumuştum.okumuştum. Serenad'ın bendeki yeri çok farklıdır.Gerek konusu,gerekse anlatım şekliyle olsun benim için her zaman ilk sıralarda yer alacak bir kitaptır.
'' Aşk bir uçurum kıyısında gözü kapalı yürümektir'' diye başlayan bir hikaye. İlk etapta bir çok insanda farklı duygular uyandırabilecek kadar etkili bir cümle.... Kitapta aslında konusu itibariyle çok farklı her sayfasında insanın aklında farklı soru işaretleri bırakabilecek türden..
Olay aslında emekli olduktan sonra bir sahil kasabasında sesiz sedasız yaşayan Ahmet Bey'in yaşadığı köyde komşusu Arzu Hanım'ın bir gece esrarengiz bir şekilde öldürülmesiyle başlar.Olay sonrası jandarmaların ve gazetecilerin olay hakkında köy halkını takibe almaları ile devam eder.Esrarengiz bir kişiliğe sahip olan Ahmet Bey ile gazeteci kızın hikayesi de böylece başlamış olur. Anlattığı farklı ve garip hikayelerle gazeteci kızın hergün yanına gelmesini sağlayan Ahmet Bey'in aslında anlattığı garip hikayelerin tamamen kendi yaşadığı hikayeler olduğunu kitabın sonunda çok acı bir şekilde öğrenmiş oluyoruz.
Ahmet Bey'in anlattığı hikayelerin detayına girmek istemiyorum çünkü; kitabın gerçek hikayesi Arzu Hanım'ın katilinin kim olduğu değil,Ahmet Bey'in Kardeşinin Hikayesi sizi daha da merakta bırakacak türden...
Kardeşimin Hikayesi hüzünlerle dolu, cinayet gibi esrarengiz bir kitap .Anlatımdan yer yer sıkılsam da sonucu sürprizlerle dolu bir kitaptı.Yazar Zülfü Livaneli'nin eğer bu hikaye gerçek değilse gerçekten hayal gücüne bir kez daha hayran kaldım diyebilirim...Yazmadan geçemeyeceğim bu kitabın çıktığı dönemde en çok satanlar listesinde 1. sırada olduğunu sanırım söylememe gerek yoktur.....
Malzemeler:
- 1 adet hazır kakaolu pandispanya keki
Kreması için;
- 3 su bardağı süt
- 6 yemek kaşığı şeker
- 4 yemek kaşığı un
- 1 yumurta sarısı
- 200 gr labne
Islatmak İçin;
- 1 su bardağı süt
- 1 yemek kaşığı nescafe
- 1,5 yemek kaşığı şeker
Yapılışı:
Tüm krema malzemeleri tencerenin içinde karıştırıp, kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Kaynadıktan sonra ocağın altını kapatıp,200 gr labne peynirini içine ilave edilip , krema soğuyuncaya kadar ara ara mikserle çırpılır.
Kekin iki tarafıda, süt, nescafe,şeker karışımıyla ıslatılır. Soğumuş olan kremanın yarısını pasta kekinin arasına yayılır. Geri kalan kremayla kek komple kaplanır ve üzerine çay süzgeci yardımıyla toz kakao gezdirilir. Buzdolabında 3-4 saat bekletildikten sonra servis yapılabilir. Buzdolabında 1 gece beklerse lezzeti daha farklı oluyor... Bu tarif Pratik Ev Yemekleri sayfasından Esmeray Yasin'e aittir.
Keşkeler.....
Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsetiğinde,
yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım.
Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi?
Keşke hep küçük kalsalardı...
Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba?
Hiçbir zaman soramadım bunu sana.Sormak istediğimde fırsat olmadı,
fırsat olduğunda cesaretim... ( arka kapak alıntı)
Keşkelerle başlayan bir hayat...Bütün çocukların özellikle de kız çocuklarının hayatında babalarının yeri çok farklıdır.Bu kitapta da yakın çevremizde de benzerlerine rastlayacağımız türdeki gerçeklikteki bir baba-kız hikayesi...
Kitaptaki Verda babasına hayran, hatta aşık...Babası Vedat Karacan kariyerinde zirveye ulaşmış ünlü bir avukat, kızı Verda da aynı şekilde avukat...Babası için biricik kahramanım diyor... Ama, yıllar önce anne ve babasının ayrılmasıyla aralarına ayrılık girmiş...Bu ayrılıkla her ne kadar çekişmeler yaşansada sevgileri içten içe hep derinleşerek büyümüş...
Olay aslında ünlü avukat Vedat Karacan'ın intiharıyla başlıyor.Babasının bu ani ölümünün arkasında yatan gerçekleri araştırıp ortaya çıkarmak ise kızı Verda'ya kalıyor. Bu gerçekleri ortaya çıkarırken yüzleşeceği geçmişinde hayatın keşkeleriyle,pişmanlılarıyla,özlemleriyle,acılarıyla
karşılaşması kaçınılmaz..En çokta içinde bitmek tükenmek bilmeyen baba
özlemiyle babasının izini sürmeye devam edecektir..
Kitabın başlangıcı inanılmaz sürükleyici, ancak ilerleyen bölümlerde bazı fazla detaylar biraz sıksada konusu gereği genel olarak hep bir merakla sayfaları çevirmeye devam ediyorsunuz...Hiç umulmayan sonlar, hiç beklenmeyen süprizlerle dolu bir son... Belki de sizi en çok etkileyecek şeyde kitabın beklenmeyen süpriz sonu olacak...
Bu kitabı okurkende bitirdikten sonrada beni en çok etkileyen şey, kitaptaki karakter Verda'nın baba özlemini, sevgisini,geçmişindeki anlılarını hatırladığı bölümlerin beni ne kadar etkilediğiydi.Öyle ki, kendimi o acıyı yaşamış gibi hisettim..... Bu çok garip bir duyguydu bilemiyorum acaba her okuyan okuyucuda da aynı etkiyimi bıraktı... bu da merak konusu...Bildiğim bir gerçek var o da sizinde hayatınızda bir İZ bırakacağı...
BLOGGERLARLA BAHARA MERHABA BULUŞMASI
Merhaba;
Bu yazıyı daha erken yazmak isterdim ama ne yazık ki bahara merhaba dediğimiz şu günlerde ben griple tekradan kışa geri dönmüş oldum:))
Geçtiğimiz cumartesi günü Hecha'nın sponsorluğunda ve sevgili arkadaşım Senem'in organize ettiği 7. ci blogger bulıuşması Kadıköy'de bulunan Türk Balon Cafe'de gerçekleşti.Katılımcı sayısı gerçekten çok fazlaydı.Normal şartlarda herkesle tanışma fırsatım olmayabilirdi.Ama katılımcılara yaka kartlarını ben dağıttığım için gelen bütün katılımcılarla tek tek tanışma fırsatım oldu.Sanırım bu konuda en şanslı kişi bendim... :))) Hem ilk kez katıldım, hemde katılan herkesle tanışma fırsatım oldu...:)))
Mekan olarak Kadıköy'deki Türk Balon Cafe seçilmişti.Yıllarca Kadıköy'de okumama rağmen ve sayısız kez önünden geçtiğim bu yeri ilk kez yakından görme fırsatım oldu.Sanırım manzarası hakkında yorum yapmama gerek yok:)) oradan geçenler görmüşlerdir müthiş deniz manzarasını.Doğrusu bugüne kadar gitmemek büyük bir kayıp.Mekan inanılmaz güzel ve ferahtı.Ayrıca, işletme çalışanlarının servir ve ilgisi inanılmazdı.Hepsine ayrıca emekleri için teşekkürler.
Daha önce böyle bir etkinliğe katılmamıştım.Öncellikle herkesi şöyle bir uzaktan izleme fırsatım oldu.Gerçekten çok şaşırdım. Çünkü;birbirleriyle yeni tanışan bir çok kişi sanki çok uzun zamandır tanışıyorlarmış gibi derin sohbetlere dalmışlardı.Bunlardan birininde kendim olduğunu çok sonradan farkettim...:))
Gelelim kahvaltı fastına inanılmaz güzel bir açık büfe kahvaltı seçeneği vardı.Sponsorlarımızdan simit sarayı'nın o çıtır simitlerinin eşliğinde doyumsuz bir kahvaltı yapma fırsatımız oldu.Bütün kahvaltı çeşitleri harikaydı, hepsinden tatma fırsatım olmadı zaten bünyemde bunu kaldıramazdı...:)) En çok o güzelim hazırlanmış cupcakeleri tadamadığım için daha sonra çok üzüldüm.Yine sponsorlarımızdan algidanın etkinliğin sonuna doğru ikram ettikleri o dondurmalarla baharın tamamen geldiğini hissetmiş olduk.
Kitap okumak ve kitaplarla ilgili herşey hayatımın büyük bir bölümünü kaplamakta, fırsat bulduğum ilk anda yine sponsorumuz olan sevgili Afilikitap standına uğrama şansım oldu.Biz bloggerlar için çok güzel süpriz hediyeler düşünülmüş elime ulaştığı ilk anda sizlerle resimleri paylaşıcam.
Ayrıca diğer sponsorlarımızdan;
Durance 'nin hediye çekini kullanmak için sabırsızlanıyorum,
Makarna lütfen'in sebzeli makarnalarını henüz deneme fırsatım olmadı ama harika görünüyorlar,
Orkide hareketi'nin hediyesi olan sıvı yüz temizleyiciyi kullanmaya başladım bile,
Tavsiye kanalı'nın hediyesi minik melek harikaydı.Hepsine sonsuz teşekkürler.
Ana sponsorumuz Hecha'nın göndermiş olduğu fotoğraf çerçevesiyle çekilen hatıra fotoğrafları görülmeye değerdi.Hecha döküm tencereler, tavalar, düdüksüz tencereler ve daha bir çok ürün seçenekleriyle mutfaktaki bay ve bayanların hayatlarına büyük kolaylıklar ve lezzetler katmaya devam ediyor.
Son olarak bu güzel etkinlikte bizi biraraya getiren canım arkadaşım emeği çok büyük olan Senem'e sonsuz teşekkürler.Ayrıca ;emeği geçen bütün bloggerlar ve sponsor firmalara da sonsuz teşekkürler.Bir sonraki etkinlikte tekrardan beraber olabilme dileğiyle...